21 Mayıs 2010 Cuma

II. İran seferi, bölüm 1

Kadim dostum Bülent ile telefonda görüşüyoruz. "Muhterem" diyor, " beraber İran'a gidecektik bana söz vermiştin". Ben de " Tamam. Hazırlıkları yapmaya başlayalım" diye karşılık veriyorum. Uçak bileti için en uygun fiyatlara bakıyoruz. Yedi günlük bir bilet buluyoruz Tebriz'e gidiş-dönüş olarak.Benim seyahatlerimde her zaman yaptığım gibi sadece sırt çantasını alıp yola çıkma usulü hakkında hem fikir oluyoruz Bülentle. Atatürk Hava Limanında buluşuyoruz. Uzun zamandır kadim dostumla görüşemediğimizden konuşacak çok şeyimiz var. Uçağa geçiyoruz en arka sıraya geçip uçuşa başlıyoruz. Gece 23 sularında havalanıyoruz. 2.5 - 3 saat sürecek seyahatimiz boyunca neler yapabileceğimiz nerelere gideceğimizi konuşuyoruz. Lonely Planet'ın İran rehber kitabı üzerinden bir sefer planı üzerinde konuşuyoruz. Benim planım daha önce gezdiğim Tahran, İsfahan, Şiraz, Bender i Abbas ve Yezd'in oluşturduğu Orta İran'ın dışında Tebriz'i merkeze alarak Kuzey İran'ı gezmek. Tebriz'den sonra Erdebil'e Şah İsmail'in şehrine geçmeyi ve daha sonrasında da Kazvin'e ulaşma hususunda konuşuyoruz. Ama daha önce bahsettiğim gibi benim seyahatlerim biraz açık uçlu olduğundan plan hususunda değişikliklere her zaman açığım......

2 yorum:

İsmail Orhan Sönmez dedi ki...

keyifli bir seyahat, ancak daha detaylı yazılabilirdi sanırım..bravo monsieur

kamyar dedi ki...

gelicek sefere urmia(yada oroumiyeh) şehrini görmenizi tavsiye ederim,insanları izmir gibi,keyifli,ve her günü son gün gibi yaşamak felsefeleri var.:)
taberiz ile turkiye sınırı arasında,göl'un sol tarafında,